BAĞIMLILIK FARKINDALIK HAFTASI: MÜCADELE VE UMUT
Bağımlılık; bir maddenin ruhsal, fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açmasına rağmen alımına devam edilmesi, bırakma isteğine karşılık bırakılamaması ve maddeyi alma isteğinin durdurulamamasıdır. Özellikle şu günlerde bağımlılığın zararlarını çok daha iyi biliyor ve bunları konuşuyoruz. Bağımlılık Farkındalık Haftası’nda sizleri, bu kıymetli konuyu tartışmaya davet ediyoruz. Fakat öncelikle bağımlılığın ne olduğunu ve nasıl başa çıkılacağını biraz irdeleyelim.
Bağımlılık Türleri
Bağımlılığın çok fazla türü olmakla beraber aralarında en fazla bilinen türler şunlardır:
- Uyuşturucu Madde Bağımlılığı: Uyuşturucu maddeler (eroin, kokain, amfetaminler vb.) sinir sistemini etkileyerek kısa süreli zevk ve rahatlama sağlar, ancak hızla bağımlılık yapar. Kullanıcıda fiziksel ve psikolojik yıkıma neden olur. Çoğu zaman kullanan kişinin yalnızca kendisini değil bütün çevresini etkiler. Kişinin yalnızca bedenini değil; kurduğu arkadaşlıkları, aile yapısını, geleceğini ve potansiyelini de zehirler.
- Alkol Bağımlılığı: Sosyal olarak kabul gören bir madde olmasına rağmen, uzun süreli ve aşırı tüketimi bağımlılığa neden olabilir. Fiziksel ve psikolojik etkiler yaratır, karaciğer hasarına, beyin fonksiyonlarında bozulmaya yol açabilir. Alkol bağımlısı kişilerin çoğunda yalnızca fiziksel değil zihinsel hastalıklar da görülür. Bağımlılıktan kurtulan bir kişinin karakteri tamamen değişebilir. Alkol kullanırken çok sinirli olan bir kişi alkol tüketmediği zamanlarda bambaşka birine dönüşebilir. Bu durum kişinin sosyal çevresini büyük ölçüde etkilemektedir.
- Nikotin/Sigara Bağımlılığı: Nikotin, tütün ürünlerinde bulunan bağımlılık yapıcı bir maddedir. Sigara içmek, kalp ve akciğer hastalıklarına yol açarken, bırakılması da fiziksel ve psikolojik yoksunluk belirtilerine neden olabilir. Sigarayı bırakmak isteyen biri, çoğunlukla ilk denemede başarılı olmasa da iradesini ve motivasyonunu güçlü tutan birçok insan bu bağımlılıktan kurtulmuştur.
- İlaç Bağımlılığı: Reçeteli veya reçetesiz ilaçların yanlış ve aşırı kullanımı bağımlılık yaratabilir. Özellikle ağrı kesiciler ve yatıştırıcılar bağımlılık riski taşır.
Yukarıda anlattığımız bağımlılıklar, maddesel bağımlılıklardır. Fakat söylediğimiz gibi, bağımlılığın çok fazla türü var. Maddesel bağımlılıkların yanı sıra davranışsal bağımlılıklar da ele alınması gereken bir başka konu. Biraz da bu konuyu ele alalım:
- Teknoloji ve İnternet Bağımlılığı: Sosyal medya, oyunlar veya internette geçirilen zamanın kontrolsüzce artması, teknoloji bağımlılığına yol açabilir. Bu durum, sosyal ilişkilerin zayıflamasına ve psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Özellikle küçük yaştaki çocukların yeterince ilgi ve sevgi görememesi, yetersiz hissettirilmesi, onları internette daha fazla zaman geçirmeye iter. Aile ve sosyal çevreden göremediği onaylanma, sevgi ve ilgiyi internetteki oyunda bulduğunu sanan çocuk, kolaylıkla bağımlı olabilir. Eğer küçük kardeşiniz veya çevrenizdeki herhangi bir yetişkinin teknoloji bağımlısı olduğunu düşünüyorsanız, bu konuda detaylıca yazdığımız blog yazımıza göz atmanızı öneririz: https://badietkinlik.com/dijital-dunyanin-pencesinde-teknoloji-bagimliligi/
- Kumar Bağımlılığı: Kumar oynama, ödül beklentisiyle kişiyi sürekli tekrar eden bir döngüye sokabilir. Finansal ve sosyal yıkıma yol açabilir. Özellikle kolay para kazanma isteği, kişinin finansal açıdan zor duruma girmesine ve tüm mal varlığını kaybetmesine neden olabilir. Bazı kumarhanelerde ilk etapta kişinin kazanmasına izin verilebilir. Kişinin kazandığını düşünmesi kumarın cazibesini artıran bir unsur olabilir. Kişi, oynamaya devam ettikçe para kaybeder ve hırslanır. Fakat işin sonunda kişi, hırsına yenik düşer ve kaybettiğini geri kazanma ümidiyle daha fazla kumar oynamaya başlar. Bu girişim sürekli başarısız olur. Hep söylendiği gibi ‘kasa her zaman kazanır.’
- Yeme Bağımlılığı: Yemek, özellikle yağlı ve şekerli gıdalara karşı gelişen aşırı yeme isteği de bir tür bağımlılık olarak değerlendirilebilir. Obezite ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir. Kişi, içerisinde bulunduğu duygusal boşluğu yiyeceklerle, özellikle ona keyif veren yağlı ve şekerli gıdalarla tamamlamak istiyor olabilir. Bağımlılıkların çoğu, kişinin içinde bulunduğu durumdan kaçma isteğiyle başlar.
- Egzersiz Bağımlılığı: Sağlıklı bir davranış gibi görünse de egzersiz yapma dürtüsünün kontrolsüz hale gelmesi ve kişinin sosyal hayatını veya sağlığını olumsuz etkilemesi bir bağımlılık türü olabilir.
- Alışveriş Bağımlılığı: Alışveriş yapmanın kontrol edilemez bir hale gelmesi ve kişinin bütçesini aşarak maddi zorluklar yaşamasına neden olması da bağımlılık olarak kabul edilir. Alışveriş bağımlılığında kişi, ihtiyacı olmamasına rağmen yalnızca kendini tatmin etmek için alışveriş yapar ve bu durum ilerleyen dönemlerde kişiyi finansal olarak zor durumlara sokabilir.
Bağımlılık türlerinin belirli bir sınırı yoktur. Kişi, etrafınızda gördüğünüz çoğu şeye bağımlı olabilir. Bağımlılık yapan şeyin kimyasal bir madde olmasına, davranışsal bir bozukluk olmasına da gerek yoktur. Bu, bir insan bile olabilir.
Neden Bağımlı Olunur?
Bağımlılık, çoğunlukla kişinin içerisinde bulunmaktan rahatsız olduğu şeylerden kaçma isteğiyle ortaya çıkar. Bu, ilgi ve sevgi yetersizliği, onaylanmama hissi, dışlanma, kişinin istemediği bir duruma zorlanması gibi durumlar olabilir. Fakat yalnızca bunlarla sınırlı değildir. Biyolojik, psikolojik ve genetik faktörler de bağımlılığa yatkınlığı artırabilir. Kişinin geçirdiği travmalar ve çevresel faktörler, bağımlılık üzerinde önemli bir rol oynayabilir.
- Ailede bağımlılık öyküsü olan bireyler, biyolojik olarak daha yüksek risk taşırlar. Genetik faktörler, beyin kimyasının bağımlılığa daha duyarlı olmasına neden olabilir.
- Beyindeki dopamin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği, özellikle ödül ve haz mekanizmalarını etkileyerek kişiyi bağımlılığa daha yatkın hale getirir. Maddeler veya davranışlar, beyindeki bu kimyasalların salgılanmasını artırır ve kişi sürekli bu hazzı tekrar yaşamak ister.
- Vücut zamanla maddelere karşı tolerans geliştirir ve bu da aynı etkiyi elde etmek için daha fazla madde kullanımını gerektirir. Kullanımı bıraktığında ise yoksunluk belirtileri başlar, bu da bağımlılığı pekiştirir.
Psikolojik nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Stres ve Anksiyete: Yüksek stres altında olan ya da kaygı bozuklukları yaşayan kişiler, bağımlılıkla baş etme mekanizması olarak madde veya davranışlara yönelebilirler.
- Depresyon ve Düşük Özsaygı: Duygusal bozukluklar veya kişinin kendini yetersiz hissetmesi, bağımlılığın gelişmesinde önemli bir rol oynar. Kişi, kendini iyi hissetmek için maddelere ya da davranışlara sığınabilir.
- Travma: Çocuklukta yaşanan travmalar (aile içi şiddet, cinsel istismar, duygusal ihmal vb.), bireyin ilerleyen yaşlarda bağımlılığa daha yatkın olmasına neden olabilir. Travmatik deneyimler sonucu oluşan duygusal boşluk, madde veya davranışlara yönelme ile doldurulmaya çalışılabilir.
Bunların yanı sıra kişinin macera arayışı, çevresindeki bağımlı kişiler tarafından kabul görme arzusu, kontrol edemediği dürtüler ve bağımlılık yapıcı maddeye kolay erişimi de bağımlılıkların nedenleri arasındadır.
Bağımlılığın Etkileri: Bir Hayatı Zehir Etmek
Bağımlılık hem fiziksel hem zihinsel hem de sosyal yaşamı derinden etkiler. Kişinin aile yaşantısını, arkadaşlıklarını, eğitim ve iş hayatını çok kötü biçimde etkilemektedir. Özellikle bağımlı kişilerin suça yatkınlığı, maalesef günümüzde çok daha fazla hissedilmektedir.
Kişi, bağımlı olduğu maddeyi kullanırken veya bağımlı olduğu şeyi yaparken bambaşka birine dönüşebilir. Kişi, normalde özgüvensiz olsa da bağımlı olduğu maddeyi kullanırken kendini aşırı özgüvenli hissedebilir. Ancak bu, beynin kimyasındaki yanıltıcı bir değişimdir. Beynin kimyası giderek değişir ve kişi örneğin uyuşturucu kullanırken kendini çok özgüvenli hissediyorsa bu maddeyi kullanmadığı zamanlarda kendini eskisinden daha fazla özgüvensiz, mutsuz, depresif hissedebilir. Vücudun maddeye geliştirdiği toleransla birlikte kullanılan miktar giderek artar ve bu da kişiyi iç organların iflasına ve son olarak da ölüme götürür.
Bağımlılık geliştiren, uyuşturucu kullanan kişinin zararı yalnızca kendine değildir. Etrafındaki birçok insana zararı, kendine verdiği zarardan çok daha fazla olabilir. Uyuşturucu kullanan bir birey bu esnada çok özgüvenli hissettiği için suça daha yatkındır. Etrafındaki insanlara fiziksel ve psikolojik zararlar verebilir ve hatta onların yaşamına son verebilir. Maddenin etkisindeki birinin çok sevdiği bir insana zarar vermesi de olasıdır. Çünkü bu maddenin etkisindeki birey, kimi ne kadar sevdiğiyle ilgilenmez. Sevgi ve kurulan bağlar, kullanılan madde karşısında zayıflar. Kişinin o an içinde bulunduğu tek gerçek, o maddenin algılarını değiştirdiği gerçekliktir. Eğer ‘Bir kere deneyeyim, bir şey olmaz.’ diyorsanız, hayatınızın hatasını yapmak üzeresinizdir. Çünkü beyninizin kimyasal maddeler karşısındaki değişimi, sizi gerçeklikten koparışı ve o gerçekliğe ait her şeyi, size ait her şeyi birer birer yok edişi karşısında siz bile şaşkına dönersiniz. Kendinizi tanıyamazsınız.
Tedavi ve Destek Yöntemleri
Bağımlılıktan kurtulmak, zorlu bir süreçtir ancak başa çıkılabilir. Kişinin bağımlılıktan tek başına kurtulması daha zordur. Bu yüzden bağımlı kişilerin destek alması ve gerekiyorsa bir klinikte tedavi olması gerekmektedir. Bağımlılıkla mücadele eden gruplarla profesyonel bir terapist gözetiminde bir araya gelmek de tedavi sürecini olumlu etkileyebilir.
- Bireysel terapi, bağımlılığın altında yatan duygusal ve psikolojik sorunları ele alır. Bu süreçte terapistler, kişiye kendi düşünce ve davranışlarını anlaması, başa çıkma stratejileri geliştirmesi ve yaşam tarzı değişiklikleri yapması konusunda rehberlik eder. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi yaklaşımlar, bağımlılıkla başa çıkmada etkili olabilir.
- Grup terapisi, bağımlılığı olan bireylerin bir araya gelerek deneyimlerini paylaştığı bir destek ortamıdır. Bu süreç, katılımcılara yalnız olmadıklarını hissettirir ve birbirlerine destek olmalarına olanak tanır. Anonim Alkolikler (AA) veya Anonim Kumar Oynayanlar (GA) gibi yapıların oluşturduğu gruplar, bağımlılıkla mücadelede önemli bir destek kaynağıdır.
- Bağımlılığın tedavisinde ilaç kullanımı da önemli bir rol oynar. Özellikle madde bağımlılıkları için belirli ilaçlar, yoksunluk belirtilerini hafifletebilir ve kişinin tedavi sürecini daha yönetilebilir hale getirebilir. Doktorlar, uygun ilaç tedavisini belirlemek için bireyin durumunu değerlendirir.
- Bağımlılık sadece bireyi değil, aynı zamanda ailesini de etkiler. Aile terapisi, aile üyelerinin bağımlılık sürecini anlamalarına ve birbirleriyle daha sağlıklı iletişim kurmalarına yardımcı olur. Aile destek grupları da bağımlı bireyin iyileşme sürecinde önemli bir rol oynar.
- Bağımlılık sürecinde destek grupları, bireylere güçlü bir destek ağı sunar. Bu gruplar, katılımcılara birbirlerine dayanışma gösterme ve deneyimlerini paylaşma fırsatı tanır. Bu tür destek mekanizmaları, bağımlılık tedavisinde oldukça değerlidir.
Bağımlılık ve Farkındalık
Bağımlılıkla mücadele etmek için herhangi bir maddeye veya fiziksel davranışa bağımlı olmaya gerek yok. Bu sorunun toplumsal bir sorun olduğunu hepimiz kabul edebiliriz. Toplumsal sorunları çözmek için de yalnızca sorunu yaratan taraf olmamız gerekmiyor. Bu konuda özellikle eğitim ve bilinçlendirme çok önemlidir. Çocukları uyuşturucuya özendiren şarkılar, diziler, kurumlar ve kişiler için ağır yaptırımlar uygulanmalı ve bu konuda özellikle ergenlik çağındaki bireyler bilinçlendirilmelidir.
Devlet, bağımlılık konusunda -özellikle uyuşturucu bağımlılığı- gerekli tedbirleri almalı ve uyuşturucu madde temin eden ve satan kişileri cezalandırmalı, bu konuda gerekli yasaları çıkarmalı ve uygulamalıdır. Yalnızca kullanan kişilerin de rehabilite edilmesi ve topluma kazandırılması önemlidir. Bağımlılık yalnızca bağımlı olanların problemi değildir. Yarattığı psikolojik rahatsızlıklar toplum hayatını ve toplumun ahlaki ve etik değerlerini de tehlikeye atmaktadır. Bu konuda geç kalınan her gün, toplumsal çürümeyi hızlandırmaktadır.
Robert Downey Jr.: Yeniden Doğuş
Henüz 6 yaşında, babasının ona verdiği uyuşturucu madde ile bağımlılığı başlayan Robert Downey, gençlik yıllarında da bu maddeyi kullanmaya devam etmiştir. Uyuşturucu kullanımından hapse girmiş ve oynadığı birçok projede bu durum peşini bırakmamıştır.
2003 yılında Susan Levin ile tanışmış ve bağımlılıklarından kurtulma kararı almıştır. Susan Levin, onu rehabilitasyon sürecinde her zaman desteklemiş ve teşvik etmiştir. Robert Downey, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemiştir. Kararlılığı ve eşi Susan Levin’in sayesinde bağımlılıklarından kurtulup hayatını yeniden inşa etmiştir.
Robert Downey Jr., 90’lı yıllarda uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle birçok kez manşetlere çıktı ve hatta hapis cezası aldı. Ancak Downey, bu karanlık dönemden çıkmayı başardı. Tedavi gördü, sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirdi ve sinema kariyerine yeniden döndü. Bugün, Marvel’in Iron Man’i olarak dünya çapında büyük bir hayran kitlesine sahip ve bağımlılıktan kurtuluşun güçlü bir örneği olarak gösteriliyor.
Özgürleşmek İçin İrade Yeter!
Bağımlılıklar, prangalarımızdır. Ne kadar hızlı koşarsak koşalım işin sonunda bileklerimizde yalnızca derin bir iz kalır. Fakat gerçeğe dönüp aynaya baktığımızda anahtarların avcumuzda olduğunu görürüz. İrademiz, bizi bağımlılıklarımızdan kurtaracak asıl şeydir. İlk denemede başarılı olamasak da denemeyi bırakmadıkça başarısız olmuş sayılmayız.
Toplumsal konularda sorumluluk hepimizin! Çıkarılan yasalar, denetimler, yaptırımlar, eğitim, bilinçlendirme ve en önemlisi, sevgiyle büyüyen çocuklar bu dünyada çoğu sorunu çözecektir. Lütfen iyi birer ebeveyn olalım. Çocuklarımız çareyi bataklıkta aramasınlar. Lütfen yasaları uygulayalım, uygulatalım. Etrafımızdakileri bilinçlendirelim. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olmamalı!
Sizin veya etrafınızdan birinin bağımlılık konusunda desteğe ihtiyacı varsa: https://www.yesilay.org.tr/tr/bagimlilik